Kayıtlar

Ağustos, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

gece yarısı ressamı.

Resim
* gece yarısı ressamı boyadığı portre canavarın siması  dişleri sarı, pençeleri sivri. altında onun imzası: gece yarısı ressamı. saçları altın altın, güneş gibi nasıl da parlak! burjuvaları andırsa dahi, sahi beş para etmez vicdan oyunları. en zarif gökler, fırçasının altında birer gölgedir ah geceleyin duvarları süsleyip duran aydınlık silüetler.

parmak boğumlarımda çiçekler.

beni yıldızlarımdan tanıyın ne olursunuz gözlerimden fikirlerimden hatırlayın bari fikirlerimden dönüşüvereyim sisten kanatlı ayrılık kuşlarına bir elveda zincirlerle tutturun parmak boğumlarımı bundan müteakiben incitmeyiversinler hiçbir çiçeği toprağa gömün beni yalvarırım toprağa incittiğim her bir çiçeğin yasını tutabilmek adına büyütün inceden budayın tüm hıncımı engeller dizin uçsuz bucaksız denizlerime bir kayıp balıkçıyı yem edin dalgalarıma tuzlarıma balıklar, kabuklarıma hisler ekin galip geldirin bu savaşı bana savaşmak yarışmaz mahluka yıldızlarımdan tanıyın beni, güneşimden, ayımdan, gece boyu hatırlayın silinmesin ismim gökyüzünden tevekkeli kırmayın ihsan körükleyen gönlümü fikrimden biliverin fikirlerimden neticeyi ne neticeyi, ne heceyi göğüslere vuran mehtap sevdalarını necedir benim içerim kaç hece sevmiş birkaç genci iyice içerim senin yolunun ardında ey résultat, jolie fleur est-il possible de vous abandonner iyice seçiniz onca otun arasında yab...

mavi kanatlı kelebek.

Resim
* bir adam tanıdım, onda gördüm bencilliği ilk kez. kahve gözlerinin ötesindeydi hayalleri. yeri geldiğinde derinlemesine arabesk, ve yeri gelince de sevimsiz romantik. sarıya çalan kumral saçları iç içe, bakışlarında seçilmez hisler... ilk defa birinin ne düşündüğünü okuyamamıştım irislerinden. haber alamadım aylardır, nerede öldüğünü bilen varsa bana o şarkıyı çalsın: "inan ki,"  diyene bağırsın erkin koray; aynı heyecan ve his karmaşasıyla. her şarkının mutluluğu anlatabileceğini uzunca anlatan adam, üçüncü gidişinde uzundan kaybettim seni. şimdi siz onu ruhundaki mavi kelebek kanatlarından, kanatlarının mavisini dağıtan mermi yaralarından ve burjuvazi tavırlarından tanırsınız. bir adam tanıdım bir aşk okudum kitap gibi... bu ilkti.

üç.

Resim
* buram buram tütün kokuyor iki parmağının arası kaç dal sigara tüttürdün evvel gece? kimin yası bu tuttuğun, kimin aşkı gönlünü çiğ çiğ yiyen asılsız... alelhusus işlediğim her cinayettir bedelini ödediğim. irislerinde dağılan bulutları göremezsem yaşar mıyım, konuş! ben kibrin ta kendisiyim, efendi... istemeye istemeye dudaklarımda zulmetinin izlerini taşıyorum halen. zira öpsem de başka ruhları dudağından, hiçbiri yakmıyor öylesi, öylesine. kalıcı değil, kalıcı değilim bu beldede meşalemle seni tarıyorum aykırı zulmeti dele dele. ya sen, seviyor musun efendi seviyor musun onu? şimdi taşlı yolu aşarken şipir kokulu bir ceket örtüyor omuzlarımı, beni tanır mısın böyle de? tanır mısın efendi, beni tanır mısın, sevmesen şu bir çift bal gözü... bana ait olmadığını bildiğim uzuvlarımda yeni yapılmış dövmeler, isyanıdır bu gecenin . parmaklarını kes de at, haydi! sevemem seni böylesi leş ise kokun... sevemem seni başka bedenleri okşadığın o parmaklarla okşarsan yüreğimi. ve sevemem, seveme...