altın güneşin yüzüme vuruşu, yankılanan dalgaların şırıltısı kafatasımın içinde sen mevzusu ağır gelir, kabalık etmeyeyim, çiğnemeyeyim şimdi asi mi, değilim, yolundayım, fark etmedin. kabuk tutmuştu, bitmişti her biri, birbirine karıştı, yine en baştan en baştan kanattı, en derinden, derinlerimden tırmaladı gülüş mü bilmem, çok sevip önemsemiştim, fark etmedin. şakaların eğlendirmişti, seninle içtiğim en güzeliydi kahvelerin hiç öyle kokmamıştı bana, bana bakmamıştı kimse kahkahalarımdan gidişin mahvetmişti, alışmıştım, söktün ruhumu yerinden çıplak mı anlamam, kıvrılmıştım yanına koca yatağına, fark etmedin. bir tüy de mi düşmemiş aramıza; düşmüştü, sen ağlayıp acılarını paylaşmış fedaisi olmuşum ben de aşkın, hiç de anlamı yok sözlerin sussak mı duymam, bağırmıştım, haykıracak ne varsa ne de yoksa, fark etmedin altın güneşi karşıma almıştım, kumdaymış gönlüm, sırılsıklandım, hiç ıslanmamıştım hiç yenilmemiştim daha önce o oyunda, daha önce hiç sırıtmamıştım avuç içlerim kavranı...
Kayıtlar
Ocak, 2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor