Kayıtlar

Ekim, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
Resim
 ağaç kabuğu içindeyim, özüm doğrudur dürüsttür; kaderim budur, döşeğimdir kökleri kibirdir zaman, deşilen hiçbir yara iyileşmez yekvücut marşım dümdüz ileri, kamburumsun benim ağaç kabuğu içindeyim, kavak yeliyle uçup gider miyim rüzgârın türküsü bu, dansımız sonbahar marşım dümdüz ileri, kaburgam setlerimdir ayakta tut beni, dinle özüm, ruhum; son hicaz, son tabu, son sözlerim bunlar dalıma da zarar gelmesin, acımasın canım, pusuda zaman geçti mi ömrümüz, topyekun belki yaşayacak bir yudum kararlılık ya, heyecanla varoluş ya umudumuz silahlarımız olsun, son nefesine kadar döğüş pour moi ağaç kabuğu içinde yalnızım, kafatasım kalabalık, kuş cıvıltıları baltalar zarara gebe kalıp özümden de öteye, bir yere salt ikimizin kanatları altında bir dünya daha vurulacak bir tüfek, namlusu öcü; en yüce korkular kurşunu acıyla şirret kura. uykular düşeş, kâbuslar dük. bir yolu da mı yok özüm, yalnızca pour moi bir defa daha denemeyelim mi şimdi yenilmeye üstelik bu defa, kaldırılan her kadeh...
 odamın dağınıklığı kafatasımın içindeki karmaşayla birebir, nasıl toparlarım bu bozuk, kesilmiş bir göğüs bağı; ucu sana ulaşmaktan başka sebepler, sebepler var, bağa dizdiğim, bağın ucu güç bela ulaşsın ya sana, sebeplerim var isteğimi bastırmaya. yaşam boyu, sonunu düşünmek zorunda bırakılan her çocuk, çizikli yalnızlığıyla bir ömrün daha üstünü karaladı. ince ip üstündeyim, sebeplerdeyim, yaşam boyu köprüsünde, ayrılmak istemiyorum. zorundayım. karmakarışık. buz tutmuşsun, hiç mi korkmadın. korkarsın. korkarlar. korktular. ince ip üstündeyim. yalnızım bir de. kalabalık kafatasımın içi. boğuk bir hicranla serzeniş kalkmışlar ayağa, uzun ömürlü yalnızlıklar salonunda dans etmekteler. bu yalnızlık. kafatasımın içine korkuluklar çizdim, kork diye her şeyden. iyi gelirim sandım. kötü geldim hep. belki bir şansım daha olsaydı, ta çocukluktan seçerdim kötü olmayı. başarmak güç. neden affederim bana yapılanları? neden özür dilemezler hiç? neden ilk adım hep benden beklenir; kimin öncel...
Resim
  ev olmuşluğun var bana, dağ demeden aşmışlığın bulutluydu o gün, şemsiyen de yoktu; şimşekler gürültülü, masmavi, buğulu kaçmak ne demek bilmeyişin var bende. hep dimdik, gözü pek; bir gün yılacak mısın sen de; masmavi, buğulu. bir kuşun kanadında çiçekli umut getirmişliğin var bana, hayata dair türlü sözcüklerle süsleyip bu kitabın her sayfasını bana bir defa yalan söylemeyişin var bende, hatırladığım. ev olmuşluğun var bana. masmavi, buğulu; şimşekli bir geceye sırtını yaslayıp avuçlar arasına hapsedişin var beni, bende. hep güzel hatırlamışım ben de. dipteydim, karanlıktı; parmağının ucundan ateşböceği uzatmışlığın var bana, hiç değilse bir damla gözyaşımı dahi akıtmayışın, hep en hoş tarafınla geldin, belki senin de gecelerin şimşekli, buğulu, masmaviydi: anlatmadın. dinlemedim mi bence, acaba; ev olmuşluğum var mı sende? yalnız, ev olmuşluğun var bende. hiçbir köşe bucağa sığamazken, yalnız ve ürkekken, ait hissetmezken hiçbirine: göğüs kafesinde saklayışın var bende. s...