odamın dağınıklığı kafatasımın içindeki karmaşayla birebir, nasıl toparlarım bu bozuk, kesilmiş bir göğüs bağı; ucu sana ulaşmaktan başka sebepler, sebepler var, bağa dizdiğim, bağın ucu güç bela ulaşsın ya sana, sebeplerim var isteğimi bastırmaya. yaşam boyu, sonunu düşünmek zorunda bırakılan her çocuk, çizikli yalnızlığıyla bir ömrün daha üstünü karaladı.

ince ip üstündeyim, sebeplerdeyim, yaşam boyu köprüsünde, ayrılmak istemiyorum. zorundayım. karmakarışık. buz tutmuşsun, hiç mi korkmadın. korkarsın. korkarlar. korktular. ince ip üstündeyim. yalnızım bir de. kalabalık kafatasımın içi. boğuk bir hicranla serzeniş kalkmışlar ayağa, uzun ömürlü yalnızlıklar salonunda dans etmekteler. bu yalnızlık. kafatasımın içine korkuluklar çizdim, kork diye her şeyden.

iyi gelirim sandım. kötü geldim hep. belki bir şansım daha olsaydı, ta çocukluktan seçerdim kötü olmayı. başarmak güç. neden affederim bana yapılanları? neden özür dilemezler hiç? neden ilk adım hep benden beklenir; kimin önceliğiyim hem, çok sevilen olmadım hiç, bugün güzel olmak isterim, fark etmezsin. ince ip üstündeyim. düşeceğim. yüksek korkutur beni ancak en zoru bir daha görememek seni. sizleri.

bana yapılanları affediyorum. ince ip üstünde yazıyorum bunları. kimsenin bilmediği o yerden. olduğumu fark etmezler yerinden. sana. sizlere yazıyorum.

ben acılar içinde süzüldüm. gözlerim yaşla doldu. bazen kanadı kafatasım. bazen kalabalığı deştim, bu yalnızlığı ben seçtim. bir ince ipti sebebim. kapalı kapılarınızdan geçmek ne güç. kimse mi aralık bırakmaz bana belki gelir, kar kış, üşümesin.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ŞAH'TAN GÜLPEMBE'YE MEKTUPLAR I