ağaç kabuğu içindeyim, özüm doğrudur
dürüsttür; kaderim budur, döşeğimdir kökleri
kibirdir zaman, deşilen hiçbir yara iyileşmez yekvücut
marşım dümdüz ileri, kamburumsun benim
ağaç kabuğu içindeyim, kavak yeliyle uçup gider miyim
rüzgârın türküsü bu, dansımız sonbahar
marşım dümdüz ileri, kaburgam setlerimdir
ayakta tut beni, dinle özüm, ruhum; son hicaz, son tabu, son sözlerim bunlar
dalıma da zarar gelmesin, acımasın canım, pusuda zaman
geçti mi ömrümüz, topyekun
belki yaşayacak bir yudum kararlılık ya, heyecanla varoluş ya
umudumuz silahlarımız olsun, son nefesine kadar döğüş pour moi
ağaç kabuğu içinde yalnızım, kafatasım kalabalık, kuş cıvıltıları
baltalar zarara gebe kalıp özümden de öteye, bir yere
salt ikimizin kanatları altında bir dünya daha
vurulacak bir tüfek, namlusu öcü; en yüce korkular
kurşunu acıyla şirret kura.
uykular düşeş, kâbuslar dük.
bir yolu da mı yok özüm, yalnızca pour moi
bir defa daha denemeyelim mi şimdi
yenilmeye üstelik bu defa, kaldırılan her kadeh.




yolcu ve yol. 28.10



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ŞAH'TAN GÜLPEMBE'YE MEKTUPLAR I