kaçacak mısın?
soruyor bir deli: "kaçacak mısın;
yara izlerimden ve fıtratımdan?
kaçacak mısın doğruyu söyle?
kaçacak mısın benden?"
cevap veriyor biri: "kaçacağım iyi,
kaçacağım ki sökülmesin yüreğin ve zihnin
soğuk zemine oturuyor bedenim
hasta olacağını ummadan, umursamadan
soğuk alıyor yanı başından
soğuk alıyorum ki gideyim buralardan
öleyim diyorum. anlıyor musun?
kaçacağım iyi de, nereye?"
"buradan çok uzağa,
kaçarsın benden çünkü sevişlerim de delice
melankoli süsler darağacını
atlarım oradan aşağı...
beni onlar delirtti
lakin unutmadım hiçbirini
onlar deşti menfaat bulunmayan yaralarımı...
kanadı her yanım fakat ben 'kimse'ydim.
'birisi çıksa,' derdim hep,
'beni sevse azıcık:
severdim yemin ederim kalbim patlayana değin...'
şimdi söyle bana, kaçacak mısın benden?"
ince kumaşlı deli önlüğü kollarını bağlıyordu yüreğinde
yatağa mı bağlıyorlardı deliyi?
aklını mı kaybetmişti harbi?
içi dışından da derin, kaçacak mıydı ki?
"kaçacağım senden
aklını iyileştirmek için yemin ederim...
unutma ki; geçecek hepsi ve sen, yeniden bir çocuk olacaksın.
doğru söylüyorum gayri."
"acıyor ama
her iğne sokuşunuzda patlıyor vicdanım
vicdanınız, sızlıyor mu hâlâ?
yoksa yarım yamalak mı sevdiniz herkesi?"
"çocuk olabileceğini söyledim.
yeniden çocuk olabileceğini..."
"ama inanmadım işte,
pinokyo'ya da böyle söylenmişti fakat ne bedeller ödedi..."
"pinokyo sahteydi."
"pinokyo en gerçeğiydi."
"hadi, uyuma vakti..."
"sizin için uyuma vakti, ben hep uyanığım aklımda."
"hislerine fazla kapılma çocuk,
henüz yaşın küçük;
yıpratma kendini
ve ağır ağır bocala hepsini."
gayriihtiyari uyudu deli...
yüreği nasıl da sert çarpıyordu,
sanki kıracaktı kafesini ve çıkacaktı oradan dışarı.
aklı desen, bu bembeyaz odadaki herkesten daha akıllı.
yeniden çocuk olmak istiyor muydu ki?
sormuşlar mıydı ona, 'çocuk olmak ister misin?' diye?
kendi akıllarında yarattıklarını dayatıyorlardı ona.
o da böyle öğrenmişti ya, 'çocuk olmak' neydi ki?
delirmekti...
sizden her an için kaçmaları demekti...
çocuk olmak bu devirde ölmek demekti
bu devirde kaçacak yer aramalıydı her çocuk.
masaların altına sığınmalıydı vicdan
ve büyümeliydi, kırık bira şişelerinin etrafa saçılmış sokaklarında.
her çocuk bir gün büyüyecekti
en adi ve bayağı acılarla.

Yorumlar
Yorum Gönder