04.09
Merhaba,
Nasıl hissettiğini bildiğim için, benden öteye sana bu mektubu vermek, sonrasında bazı şeyleri gerimde bırakmak istiyorum. Seninle birlikte geride bırakmak, yeni bir yaş alırken, çocukluğuma sımsıkı sarılmak, iyi misin? Bence öyle olacaksın.
"Dünyanın neresinde olursan ol, seni bulurum," diyecek birine ihtiyacın var, biliyorum, seni anlıyorum. Yani kötü bir anlamda değil de her yardıma ihtiyacın olduğunda yanında olacak, belki içmeye halin kalmadığında bir bardak suyu avuçlarının içine dolduracak, sonra en meşgul anında salt senin saçımı okşamanın hayalini kuracak birine: Fakat yaşadığımız memleket öyle yavan, sisteme muhtaç, bambaşkalara düşman ki zamanla sevgiyi unuttuk herhalde. Hepimiz bir savaşın kurbanı olmuşuz gibi, kaçıncı dünyanın savaşı, unuttum. Büyümek istiyorsun, bazense küçücük kesilmek. Kar yağdığında kardan adam yapıp kar topu savaşı oynamayı da düşlüyorsun, işe giderken 'buz tutmuş kaldırımlara basıp kayıp düşersem,' endişelerin de oluyor, farkındayım. Yaz tatillerinde baban kumsalda bira içerken, kardeşlerinle denize girdiğin, dalgalara boğuştuğun anlara dönüyorsun -tek en büyük savaşın dalgalarla boğuşmak olduğu zamanlara- arada, bazense o kumsala yalnız başına gidip dizlerini karnına değin çekip en sevdiğin şarkıyı açıyor o yıllardaki sana dönüp duruyorsun. Türk kahvesini sütlü yaptığında annen, 'ben de siyah içeceğim' dediğin olurdu ya, artık içiyorsun. Ama çocukluğundaki o merak ettiğin his, öyle yüce bir his değilmiş pek. Aslında çocukken kavuşsan değişeceğini düşündüğün çoğu şeye büyüyünce kavuşunca -hevesinin bittiğinden midir yoksa tamamıyla geçmişi hatırlamaktan çekindiğinden midir bilinmez- hep bir yarım geliyor. Abarttıkları kadar değilmiş. Abarttıkları kadar kötü biri değilsin. Asla kötü olmadın herhalde; bazen "gıcık" oldun, bazen yaramaz, şımarık, kaba, kıskanç veya tırsak oldun ama kötü asla... Denedin. Suyuna katılmamış galiba, beceremedin. Birinin kalbini kırmak enfes karamsar geliyor. Nasıl hissettirdiğini biliyorsun çünkü, unutma.
Bir yerlerde çıkıp birileri hakkında pekâlâ hoş olmayan sözler edecekler, senin başarısız, aptal, hoşgörüsüz, patavatsız falan olduğunu söyleyecekler ancak onların söylediklerinden daha fazlasısısın. Her zaman sırtına yüklenenleri tek başına kaldırmayı denediğin için seninle gurur duyuyorum. Fakat bilmelisin ki arada yardım istemek o kadar da kötü hissettirmiyor. Evet, biliyorum bu konudaki düşüncelerini ancak öyle değil işte. Sen sevgi dolusun, yaratıcısın, çöp parçası dedikleri şeylere anlam yükleyensin, onu değerli kılansın, onları değerli kılansın... Gökyüzünün, yeryüzünün, zamanın sende inanılmaz anlamları var. Dalların var, kırılıyor bazen ama çiçek de açıyor, büyüyüp genişliyor da. Budanması o kadar da kötü değil, unutma, yara aldıkça büyürsün, yaralar seni sen yapar. Eskiden nasıldı, biliyorum. Acı veriyordu, bazen sabaha uyanmak bile güç geliyordu, adım atmak imkansızlaşıyordu, dünyada gördüğün her nesne siyahlara boyanıp hareket ederek seni korkutmaya çalışıyor gibi hissediyordun, bunu görüyordun belki de fakat artık acıları dönüştürmeyi, gölgelerle dövüşmeyi öğrendin. Bu kadar yol adığın için mutluyum. Belki hiç duymadın ya da yarım ağız duydun, emin değilim. Seni tebrik ederim. Ve senden özür dilerim. Hem de seni affediyorum. Seninle gurur duyuyor, sıcacık yanaklarından öpüyorum. Seni çok özledim. En kısa sürede bana yazacağını umarak,
Yorumlar
Yorum Gönder